Kıbrıs İçin Dikkat Çeken Ayrıntı İngiliz Üslerinin Hiç Tartışılmaması Türk Askerinin Çekilmesi İsteği

Kıbrıs İçin Dikkat Çeken Ayrıntı İngiliz Üslerinin Hiç Tartışılmaması Türk Askerinin Çekilmesi İsteği

Sömürgeci güçler ve Rumlar, Kuzey Kıbrıs’tan Türk askeri çekilsin tuzağına düşürmeye çalışırken, adadaki 10 bin İngiliz askeri personeli ve ailelerinin hiç gündeme getirilmemesi dikkat çekiyor.

Kıbrıs’ın uluslar arası düzeyde bir sorun haline gelmesi 1878 yılına rastlar. İngiltere, bu tarihte Osmanlı Devleti’ni kandırarak Kıbrıs adasını elinden aldı.

Süveyş kanalının açılmasıyla İngiltere’nin sömürgelerine (Hindistan) giden yol kısalmış, Doğu Akdeniz büyük bir önem kazanmıştı. Çökmekte olan Osmanlı Devleti’nin kuzeydeki düşman olan Rusya’yı durdurması, Akdeniz’e inmesini engellemesi giderek imkansızlaşıyordu.

İngiltere Batı Akdeniz’den Doğu Akdeniz’e kadar önemli noktaları birer birer ele geçirmeye çok daha önce başladı. Cebelitarık’ı 1704’te, Malta’yı 1800’de, Kıbrıs’ı 1878’de ve Mısır’ı 1882’de ele geçirdi. Böylece Akdeniz’in ortasında, batıdan doğuya kadar bir savunma hattı oluşturdu.

O tarihten bugüne kadar geçen süreçte Kıbrıs’ın öneminin azaldığını söylemek mümkün değildir. İngiltere’nin Kıbrıs’ı ele geçirdiği tarihten yaklaşık 80 yıl sonra Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsızlığını kazandı. Kıbrıs’ın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte İngiltere, Yunanistan ve Türkiye garantör ülkeler oldular.

İngiltere, garantörlüğünün yanı sıra Kıbrıs’ta iki askeri üs elde etti.

Dikelya ve Ağrotur üsleri:
Nükleer ve kimyasal silahların depolandığı Agratur ve Dikelya üslerinde, 1500’ü hava gücü ve 2 bin 300’ü kara gücü olmak üzere, toplam 10 bin İngiliz askeri ve sivil personel ile bunların aileleri barınmaktadır. Dikelya’daki çok gizli haberleşme merkezi, İngiltere’deki Cheltenham istihbarat merkeziyle ilişkilidir. Üsler, ada topraklarının 254 kilometrekarelik bölümünü kaplamaktadır; ki bu, adanın yaklaşık yüzde 2,7’sine karşılık gelmektedir.

Son günlerde yoğun olarak gündemde olan Türkiye’nin asker azaltması ele alınırken, İngiliz üslerinin ve askeri varlığının adının hiç geçmediği görülmektedir.

Birkaç yıldır İngiliz askeri üsleri hakkında basında yer alan haberler de dikkat çekicidir:
Rum Kipros Simena gazetesi Amerika’nın İspanya’daki Maron Hava Üssü’nü Kıbrıs’taki İngiliz üsleriyle birleştireceğini; İngiltere’nin Kıbrıs’taki iki üssünden biri olan Ağrotur’un Amerika’nın ölüm üssü haline geleceğini ileri sürdü.

Bu nedenle İngilizler üslerini AB’ye sokmamıştır. Amerika ile ortak kullanabilmek için. AB’de (stratejik açıdan Kıbrıs bize lazımdır) demiştir. Böylelikle hem AB, hem de Amerika ve İngiltere, Kıbrıs’ı petrol kuyularına, Arap ülkelerine ve belki de Türkiye’ye karşı bir kontrol merkezi olarak kullanacaklardır.

Fileleftheros gazetesinde yer alan bir haber şöyledir (3 Eylül 2002): Gazeteye göre, Çevreciler Hareketi Başkanı Yorgo Perdikis’in de aralarında bulunduğu bir grup çevreci, Ağrotur İngiliz Üssü’ne dev anten yerleştirme çabalarını protesto ettiler. Eylemciler üssün yolunu kapattılar. Göstericiler, silahlı askerler tarafından kuşatıldı. Bölgeye ulaşan itfaiyeciler, yolun kenarındaki ağaçlara bağlanan zincirleri kestiler. Göstericiler daha sonra polis tarafından dağıtıldı. Gazete, İngilizlerin geniş güvenlik önlemleri altında anten dikme çalışmalarını sürdürdüklerini yazdı.

Bu tarihten bir yıl kadar sonra, aynı konuyla ilgili olarak bu kez Türk ve Rumlar birlikte bir protesto eylemi düzenlediler. Eyleme Rum Kesimi’nden Yeşiller Partisi ve İşçi Demokrasisi Grubu; Türk Kesimi’nden de Kıbrıs Sosyalist Partisi, Yurtsever Birlik Hareketi ve Baraka Kültür Merkezi katıldı. Tüm çevre ülkeleri tehdit eden casus anten’in protesto edildiği eylemde Yeşiller Partisi Başkanı ve milletvekili George Perdikis ve diğer grupların temsilcileri birer konuşma yaptı. Konuşmalarda, İngiliz üslerinin insan sağlığına ve doğaya karşı zararları, ayrıca bölge halklarına karşı oluşturduğu tehdit üzerinde duruldu.

Ortadoğu ülkelerine yönelik istihbarat amaçlı olarak kullanılan üsler ve inşa edilmekte olan antenler, bölgede ciddi bir çevre felaketine yol açacak bir nitelikte. Eylemciler, Kıbrıs’taki tüm yabancı güçlerin çekilmesini isteyerek, İngiltere’ye tepki gösteremeyen Güney Kıbrıs yönetimini eleştirdiler.

Son birkaç yılın gazete haberlerine bakıldığında ortaya çıkan bu tablo, Güney Kıbrıs’ın AB ve Amerika arasında stratejik olarak paylaşıldığını, Amerika’nın İngiliz üslerine yerleşerek Kıbrıs’ta söz sahibi olacağını gösteriyor. Görülen o ki, Türkiye’ye bu tabloda yer yok.

Türkiye’nin adadan tamamıyla çekilmesi dile getirilirken, İngiliz üslerinin ne olacağının tartışılmaması dikkat çekiyor.

Ağrotur ve Dikelya için toplanan herhangi bir ekonomik istatistiki bilgi yoktur. Ana ekonomik faaliyetler, askeriyeye hizmetlerin sağlanması ve sınırlı tarımdır. 1 Ocak 2008’de Avrupa Birliği’nin bir parçası olmamasına rağmen Ağrotur ve Dikelya Kıbrıs Cumhuriyeti’nin geriye kalanıyla birlikte avroyu para birimi olarak kabul etti. Üsler Britanya hakimiyetinde olan ve avro kullanan tek bölgedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir